| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | well-versed s. | bilgili | ||
|
Please allow me to remark on how well-versed and well-informed he is on European affairs. Lütfen kendisinin Avrupa meseleleri konusunda ne kadar bilgili ve donanımlı olduğunu belirtmeme izin verin. More Sentences |
||||
| Genel | well-versed s. | uzman | ||
|
She is well-versed in classical literature. Klasik edebiyat konusunda uzmandı. More Sentences |
||||
| Genel | be well-versed in f. | bir konuda bilgili olmak | ||
| Genel | be well-versed in f. | bir şeyde uzman olmak | ||
| Genel | be well-versed in f. | bir konudan oldukça anlamak | ||
| Genel | well-versed s. | becerikli | ||
| Genel | well versed in business s. | işte tecrübe sahibi | ||
| Idioms | ||||
| Deyim | be well versed in (something) f. | (bir konuda) bilgili olmak | ||
| Deyim | be well versed in (something) f. | (bir şeyde) uzman olmak | ||
| Deyim | be well versed in (something) f. | (bir konudan) oldukça anlamak | ||
| Trade/Economic | ||||
| Ticaret/Ekonomi | well versed staff i. | iyi yetişmiş kadro | ||
